Sosyal Fobi

Sosyal fobi kişinin başkalarınca değerlendirilmesi mümkün olan birden çok ortamdan sürekli korkma ve bu ortamlarda olabildiğince kaçınma davranışları gösterme hali; aşağılanacağı, utanç duyacağı ya da gülünç duruma düşecek biçimde davranacağıyla ilgili sürekli endişe duyma durumu olarak tanımlanabilir.

Sosyal fobisi olan kişiler, diğer insanlar tarafından tuhaf, utanç verici veya gülünç olarak değerlendirilmekten kaygı duyarlar. Kendi davranışlarından (örneğin yürüyüşleri, yemek yemeleri veya konuşmaları) veya korktuklarının belli olmasından (örneğin kızarmak, terlemek veya titremek) utanırlar.

SOSYAL FOBİ NASIL OLUŞUR?

Bir sosyal fobinin oluşumuna çok sayıda faktör birlikte etki edebilir:

  • Genetik yatkınlık (irsiyet)
  • Kişilik özellikleri (örneğin yeni, alışılmamış durumlarda çekingenlik ve korku)
  • Ebeveynlerin fazla duygusal olmayan, buna karşılık kontrolcü ve aşırı korumacı olan yetiştirme metodu
  • Diğer insanlarla yaşanan kötü tecrübeler (örneğin başkaları tarafından alay edilmek, aşağılanmak veya dışlanmak)
  • İnsan yaşamındaki sıkıntı verici olaylar (örneğin yakın bir insanın ölümü veya bir ayrılık)

SIK YAPILAN DÜŞÜNCE HATALARI

KİŞİSELLEŞTİRME

Olumsuz bir olayda katkısı olan diğer etkenleri görmezden gelip sorumluluğu kendi üzerine alma eğilimidir. Olayın gerisinde kendi kişiliğine yönelik anlam arama da vardır.

Örnekler;

  • Öğretmen derste kızıp bağırıp çağırdığında bunu üzerine almak
  • Sohbet esnasındaki suskunluğu, kendisinin sohbetinin iyi olmadığı herkesi sıktığı şeklinde değerlendirmek
  • Otobüste gözü kendine takılan birisi için kendisinde anormallik olduğu için baktığını düşünme

OLASILIĞI ABARTMA

Bir olayın olma olasılığı çok düşük olsa bile kişinin aklına gelen olasılığın gerçekleşeceğine inanmasıdır. Bir olay ya da durum karşısında en düşük olasılık bile büyütülerek beynini meşgul etmesine izin verilir.

Örnekler;

  • Toplantıda konuşurken kekelersem biterim
  • Ya telefonda söyleyecek bir şey bulamazsam
  • Ya sınavda hocamın önünde titrer ve ağlarsam, bildiklerimi yazamazsam

KORKUNÇLAŞTIRMA

Olumsuz bir olay ya da durum olduğunda bunun çok kötü olduğunu üstesinden gelemeyeceğini ve duruma dayanamayacağını, katlanamayacağını düşünmedir.

Örnekler;

  • Başkalarının benim hakkımda olumsuz düşüncelerinin olması çok korkunç
  • İnsanların önünde yüzümün kızarması tam bir felaket
  • Patron beni herkesin önünde terslerse buna katlanamam
  • Konuşurken söyleyecek bir şey bulamamam dünyanın sonudur.

YA HEP YA HİÇ ŞEKLİNDE DÜŞÜNME

Siyah-beyaz düşünme şeklidir. Bir şey ya beyaz ya da siyahtır. Kişi için aradaki gri tonları yoktur.En iyisi ,en doğrusu,en güzeli olmadıkça bunun çok kötü olacağını düşünme eğilimi vardır.Kişiye göre davranışları ya tam kabul edilebilir ya da kabul edilemez.Burada kişi aşırı bir yetkincilik peşinde koşar ve gerçekçi olmayan ölçülere göre davranır.

Örnekler;

  • Sunum esnasında bir kez bile duraksamam bütün konuşmamı berbat eder
  • Sınavdan yüksek almazsam bu benim aptal olduğumu gösterir
  • Yaptığım işte bir tek uyarı bile almam, işi eksik ve yetersiz yaptığımı gösterir.

DÜŞÜNCE OKUMA

Başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğü ile ilgili abartılı ve tümüyle gerçek dışı tahminlerdir. Burada kişi karşısındaki kişinin zihninden geçenleri okuma yanılgısı içindedir. Belki de karşıdaki kişi başka bir şey düşünüyordur. Düşünce okuyan için böyle bir olasılık yoktur. Düşünce kendisinin zayıflığı, beceriksizliği ve zavallılığı ile ilgili olduğunu ısrarla düşünme eğilimi vardır.

Örnekler;

  • İnsanlar bana baktığına göre bende bir tuhaflık var
  • Kesinlikle benim zayıf ve kendime güvensiz olduğumu anladılar
  • Sustular demek ki sohbetimi sıkıcı buldular.
  • Titredim, yüzüm kızardı. Benim rezilliğimi gördüler

MELİ-MALI DÜŞÜNCELERİ

Bu düşünce tarzın gerçekle ilişkili olmayan beklentiler ve dayatmalar vardır.Gerçek hayatta seçimler ve tercihler vardır.Burada ise böyle bir olasılık yoktur.Dayatma ve zorunluluklar vardır.Bu şekilde düşünmeme katı ve hoşgörüsüz olmayı,esnek olmamayı,kendinden ve başkalarından yüksek beklentiler içinde olmayı,yani yetkinciliği gerektirir.

Örnekler;

  • Hiç bir zaman sinirlenmemeliyim
  • Hata yapmamalıyım
  • Titrememeliyim, yüzüm kızarmamalı

ALGIDA SEÇİCİLİK

Belirli bir bilgiye diğerlerinden daha çok odaklama vardır.

Örnekler;

  • Hocasının olumlu geri bildirimlerini görmezden gelip olumsuz bir cümlesine takılıp kalması
  • Karnesindeki yüksek notları görmeyip düşük olanlara takılması
  • Konuşma esnasında dinleyenleri değil sıkılanları görmesi
  • Ahmet Koyuncu’nun Utangaçlık, Çekingenlik ve Sosyal Fobi adlı kitabından alıntıdır.

SOSYAL FOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

SF’de ilaç tedavisi ve psikoterapi ( konuşmaya dayalı ruhsal tedavi) uygulanır. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde her ikisinin beraber uygulanmasında başarı daha yüksektir. Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler oluşabileceği, zamanla bu belirtilere vücudun alışabileceği hastaya bildirilir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz, kalıcı hasar veren yan etkileri yoktur. İlaç etkisinin ortaya çıkması için iki-üç hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmelidir. Tedavi süresi, ortalama  9-12 aydır.

SF’de en sık uygulanan terapi şekli Bilişsel ve Davranışçı Terapidir.  Bilişsel terapi de kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama ve bu düşünceleri not tutma terapistle paylaşma, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama ( hangi ortamlarda ya da durumlarda belirtiler ortaya çıkıyorsa o ortamı ve durumu canlandırma), gevşeme eğitimi (kasları kasıp gevşetme ve nefes egzersizleri önce gözler kapatılır güvenli ve rahat bir ortam hayal edilir burundan yavaş ve derin nefes alarak karın şişirilir daha sonra ağızdan yavaşça verilir. Bu nefes egzersizi birkaç kez tekrarlanır. ), sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır.

Sosyal beceri eğitimi: Bu eğitimde etkili sosyal davranışı, düzeltici geri bildirim, sosyal teşvik ve ev ödevleri uygulanır (örneğin, dışarı çıktığı zaman kaç trafik lambası geçtiğini sayma, örneğin büyük marketlere gidemiyorsa önce küçük bakkala gider daha sonra büyük markete ve AVM’ye gider.) Ev ödevlerinin asıl amacı kolaydan zora doğru giderek asıl hedefi gerçekleştirmektir. Hedefi gerçekleştirmek için doğru ve etkin ödevler sunulur.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.